Gregoryen takvimin on ikinci ve takvim döngüsünün son ayı olan Aralık, kış mevsiminin de ilk ayıdır. 1945 tarihli yasayla, Ekim, Kasım ve Ocak ile birlikte ismi değiştirilen dört aydan biri olan Aralık, Eski Türkçe’de ‘Kânunuevvel’, Cumhuriyet’in ilanından sonra ise ‘İlk Kânun’ veya ‘Birinci Kânun’ olarak isimlendirilmiştir. ‘Kânûn’ sözcüğü ise Arapça’da ‘ocak’ anlamına gelir.
Aralık, Türkçe bir kelimedir ve ‘iki zaman dilimi arası’ anlamına gelir. Eski yıl ile yeni yıl arasında kalan ay olduğu için bu adı aldığı düşünülür.
Alp Paksoy, “Kök – Kelimelerin Serüveni” isimli kitabında, Eski Türkçe’de aramay, ikindi, üçüncü ay, törtinç ay, beşinç ay, altınç ay, yitinç ay, sekizinç ay, tokusunç ay, onunç ay, bir yiğirminç ay, çakşaput ay şeklinde yer alan ay adlarının, günümüzde köken olarak epey karışık vaziyette olduğunu belirtmiş. Gerçekten de öyle. Takvimimizdeki on iki ay isminin sadece üçü Öz Türkçe. Geri kalanların kökenleri ise başka dillere dayanıyor. Bugüne kadar konu ile ilgili çalışmalar yapan birçok insan çeşitli Öz Türkçe isimler önermiş olsa da, ne yazık ki bunlar benimsenmemiş.
Aralık, batı dillerine Latince ‘onuncu ay’ anlamına gelen ‘december mensis’ kullanımından geçmiş. Anadolu’da eskiden ‘karakış’ olarak adlandırılırmış. Gagavuzlar ise bu ay için ‘kırım ay’ ifadesini kullanıyor.
Dr. Selahattin Özkan “Ay Adları ve Tarihsel Kökenleri Üzerine Kısa Bir Deneme” isimli yazısında şöyle diyor: “Modern zamanlarımızın takvimlerinde başlangıç olarak genel olarak yılın ilk ayı olarak “Ocak” bilinmesine rağmen bu durum eski takvimlerde böyle değildir. Batı dillerinde Romalıların başlangıç ve bitiş tanrısına atfen iki yüzlü resmedilen Janus’un adıyla anılan ilk ay doğu toplumlarında genel olarak kış ayı olarak hep kardeşi “Aralık” ile birlikte anılmıştır. Aralık ve Ocak’ın ikisinin birlikte anılmasının Romalı tanrı Janus’un iki yüzü ile retorik oluşturduğu da düşünülebilir. Ayrıca Tanrı Janus’un hem başlangıç hem de bitişin tanrısı olarak eski ile yeni yılın kesiştiği ayda anılması tam isabet olarak düşünülmelidir. Bu anlamıyla Arapların Kânun-u Evvel ve Kânun-u Sani olarak bir çift olarak Aralık ve Ocak’ı isimlendirmesi de ilginçtir. İnce olarak okunan Kânun kelimesi kışı temsil etmekte birinci kışı ve ikinci kış ayı olarak Aralık-Ocak ikilisini isimlendirmektedir. Türklerin Müslümanlaşmasından sonra devlet geleneğinin egemenliği ile takvim sürekli devletin müdahalesi ile şekillendirilmeye çalışılmış, bir çok devlet adamı yeni yeni takvimler üreterek bunların kullanılmasını baskılamıştır. En son olarak Osmanlı’daki sayısız denemenin ardından Cumhuriyet rejiminin Öztürkçeci girişimleri ile Arapça terminolojiden kurtulması gayesi ile 10 Ocak 1946 tarihli bir yasa ile Aralık-Ocak ayları isim çiftine geçilmiştir. Ocak ayının adı zaten halk arasında var olan sıfat tamlamasının ” kış ayı ocak ayı ” resmileştirilmesiyse de Ocaktan ziyade yılın son ayına “Aralık” isminin verilmesi dikkat çekicidir. Roma Tanrısı Janus’un modern bir etkisiyle eski yılın sonu ile yeni yılın başlangıcı arasındaki aya aralık adının verilmesiyle bu ikileme vurgu yapıldığı söylenebilir. Aralık aslında batı dillerinde Ocak ayına yakıştırılan eski ile yeni arasındaki aralığa ithafen bu adı almıştır.”
Kuzey yarım kürede yılın en uzun gecesinin, güney yarım kürede ise yılın en uzun gündüzünün yaşandığı ‘kış gün dönümü’ bu ayda gerçekleşir. 21 Aralık’ta, güneş ışıkları Oğlak Dönencesi’ne dik açıyla düşer. Bu tarihte kuzey yarım kürede en uzun gece yaşanır ve bundan sonra günler uzamaya başlar. Güney yarım kürede ise en uzun gündüz yaşanır ve bundan sonra günler kısalmaya başlar. Başka bir deyişle, kuzey yarım kürede kış başlarken güney yarım kürede yaz başlar.
Aralık ayı pek çok ulus için önem taşıyan bir aydır. Hristiyanlar ‘Noel’i ve Türkler ‘Nardugan*‘ı bu ayda kutlar. Ayrıca Gregoryen takvimde eski yılın bitip yeni yılın başladığı 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece de ‘Yılbaşı’ olarak kutlanır. Çam ağacı süslemek ise bu ayın geleneksel etkinliklerindendir.
Haluk Berkmen “Noel ve Nardugan” isimli yazısında Noel Ağacı süslemelerinin kökeninin Asya Türklerine ait olan ‘Hayat Ağacı’ süslemelerinden geldiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Asya Türkleri gecelerin kısalıp günlerin uzamaya başladığı dönemde akçam ağacını süslerler, ateş yakıp etrafında dans ederlerdi. Bu gelenek halen devam etmekte ve Nardugan Bayramı adıyla bilinmektedir. ‘Nar’ ateş ve ‘dugan’ doğan demek olduğundan Nardugan ‘doğan güneş’, yani uzayan gün anlamını taşır. Hayat ağacına bağlı bir diğer inanç da bu ağacın göğü tuttuğu ve göğün insanların üstüne çökmesine engel olduğudur. Noel ağacı süslemesi de Asya kökenli olup, Türklerin Avrupa’ya hediye ettiği bir kadim inançtan türemiştir.”
Bahattin Uslu ise “Türk Mitolojisi” isimli kitabında şöyle diyor: “Avrupa dillerindeki ‘pine’ (çam ağacı) sözcüğünün kökeni de tıpkı çam ağacının dünyaya yayıldığı yer gibi Altaylardır. Bu durum dünyadaki yılbaşı kutlamalarında çamın bir sembol olarak kullanımına da açıklık getirmektedir. Payna için düzenlenen kış töreni yılbaşı kutlamalarının kökenini oluşturur. Yakut takviminde Payna adlı bir ay vardır. ‘Paynagan’, ‘Bağış Bayramı’dır. Kış gündönümü olan 2 1-22 Aralık’ta düzenlenir. Güneşin ölüp ertesi gün yeniden doğduğuna inanılır, çünkü kışın en uzun gecesinden sonra gündüzler uzamaya başlar. Geçmişte bu bayramın koruyucu ruhuna (Payana/Payna) at kurban edilirdi. Bu ruhun her Altay boyunu kaza ve beladan koruduğuna inanılırdı. Paynagan Bayramı’na özellikle yaşlılar katılırlar. Ayrıca genç erkek
ve kızlar burada birbirlerini beğenip çiçek vererek gönüllerini almaya çalışırlar, böylece evlenecekleri kişiyi seçerler. ‘Payna Bayramı’ adı da verilen bu törende boyun nüfusunun artması için dua edilir; çünkü inanca göre boy ne kadar çok fazla nüfusa sahip olursa Payna
da o kadar güçlü olur. Töreni yürüten (yöneten) şamanın doğaüstü yolculuğunda kullanacağı kılıcı yanında bulunur. Paynagan aynı zamanda Bayanay adlı tanrı ve ‘May Ana’ adlı tanrıçayla da alakalı görülür.” (sf. 295)
Bu ayın tüm toplumlar için simgelediklerine ithafen, sevdiklerinizle buluşacağınız bereketli sofralar, sağlıklı, mutlu ve huzurlu geçireceğiniz bir yıl diliyorum.
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu, aralık ayında yapılacak zirai işlerin listelendiği ‘Aralık Ayı Tarım Takvimi’ne buradan ulaşabilirsiniz.
ARALIK AYINDA YETİŞEN SEBZELER
Bal Kabağı, Brokoli, Brüksel Lahanası, Havuç, Ispanak, Kara Lahana, Karnabahar, Kış Kabağı, Kereviz, Lahana, Pancar, Pazı, Pırasa, Şalgam, Turp, Yer Elması ile Biberiye, Kıvırcık Marul, Marul, Maydanoz, Nane, Roka, Tere gibi taze ot ve yeşillikler.
ARALIK AYINDA YETİŞEN MEYVELER
Armut, Ayva, Cennet Hurması (Trabzon Hurması), Elma, Greyfurt, Kestane, Kivi, Limon, Mandalina, Muz, Nar, Portakal
ARALIK AYINDA AVLANAN BALIKLAR
Hamsinin en lezzetli olduğu dönemdir.
Hamsi, İstavrit, Levrek, Lüfer, Palamut, Tekir, Torik, Uskumru
Bİ’ NOT
C vitamini içeren meyve ve sebzelere diyetinizde bolca yer vermek, kış mevsimine girerken vücudunuza gereken desteği sağlamak açısından önemlidir.
* Nardugan, Payna ve Paynagan ile ilgili araştırma yapmanızı tavsiye ederim.
- Yararlanılan Kaynaklar:
*Berkmen, Haluk. Noel ve Nardugan. http://www.halukberkmen.net/pdf/158.pdf (Erişim tarihi: 8 Kasım 2022)
*Crowl, Lawrence A. A History of the Months and the Meanings of their Names. http://www.crowl.org/Lawrence/time/months.html (Erişim tarihi: 8 Kasım 2022)
*Nişanyan Sözlük. Aralık. https://www.nisanyansozluk.com/?k=aralık (Erişim tarihi: 8 Kasım 2022)
*Özkan, Selahattin. Ay Adları ve Tarihsel Kökenleri Üzerine Kısa Bir Deneme. http://www.gunceltarih.org/2011/10/ay-adlar-ve-tarihsel-kokenleri-uzerine.html (Erişim tarihi: 8 Kasım 2022)
*Paksoy, Alp. Kök – Kelimelerin Serüveni. İstanbul: Ötüken Yayınları, 2020.
*Pasiner, Ali. Balık ve Olta. İstanbul: Remzi Kitabevi, 2019.
*Türkçesi Varken. Öz Türkçe Ay Adları. https://turkcesivarken.com/oz-turkce-ay-adlari/ (Erişim tarihi: 8 Kasım 2022)
*Uslu, Bahattin. Türk Mitolojisi. İstanbul: Kamer Yayınları, 2017.