Haziran

Gregoryen takvimin altıncı ve yaz mevsiminin ilk ayı olan haziran, Süryanice ‘sıcak‘ anlamına gelen ‘hazıran‘ sözcüğünden geliyor. Aynı dilde bu aya, ‘sıcakların başladığı ay’ anlamında ‘hazaran/hazuran‘ ismi verilmiş. Arapça’da ise ‘ḥazīrān‘ olarak geçiyor.

Haziranın batı dillerindeki karşılığı ise Latince’den geliyor. ‘Junius menelis’ (lat.) yani ‘Juno’nun ayı’, Rumi (Jülyen) takvimin dördüncü ayıdır. Bu ay, Roma mitolojisinde gençliği sembolize eden ve doğumla da ilişkilendirilen Juno’ya ithaf edilmiştir. Jüpiter’in karısı ve kız kardeşi olan Juno, Yunan Tanrıça Hera ile özdeşleştirilmiştir. Eski Fransızca’da ‘juin’, eski İngilizce’de ise ‘junius’ olarak geçer.

Dr. Selahattin Özkan “Ay Adları ve Tarihsel Kökenleri Üzerine Kısa Bir Deneme” isimli yazısında farklı bir durum ortaya koyuyor: “Haziran ayının isminin nereden geldiğini araştırmaya başladığımızda yine karşımıza önce Süryanice ardından Tevrat ve oradan da Babil tanrılarına ulaşıyoruz. Babil’in de genel olarak Sümer gelenekleri üzerine geliştiğini göz önüne alırsak Sümerlere de ulaşılabilir. Ancak Tevrat’ta Haziran’a Sivan denildiğini ve buradaki sesteşliğin neredeyse yitirildiğini de söylemek gerekmektedir. Sivan Tevrat’ta ekinlerin sürüldüğü mevsime karşılık gelmektedir ve Yahudi takviminin üçünü ayıdır. İlginç olan ise Süryanice de Haziran’ın kelime olarak anlamının “ahlaksız” olarak geçmesidir. Sümer ve Babil halklarının Sin olarak adlandırdıkları ay tanrısı mevcuttur, bu da Akad dilinde de yer almaktadır. Sin’in ahlaksızlığı ise Tanrıların Kralı olması ile kızları ve oğullarıyla yaşadığı cinsel maceralardır. Aynı kelimenin Babil ve Akad dillerinden Tevrat ve Yeni Ahit’e günahın Latince temeli olarak geçtiği oradan da dünya dillerine yayıldığı da düşünülmektedir.”

Prof. Dr. Cemal Mıhçıoğlu, haziranı dilimize ‘bozaran’ olarak özleştiriyor. Gagavuzlar ise haziran ayı için ‘kirez ay’ adını kullanıyorlar. Tofalar ve Ahıska Türkleri de bu aya ‘kiraz’ ismini vermişler. Azerbaycan ve Özbekistan’da ‘iyun’, Kazakistan’da ‘kökek’, Kırgızistan’da ‘teke’ ve ‘çilde’, Türkmenistan’da ise ‘oğuz’ kelimeleri kullanılır.

Kuzey yarım kürede yılın en uzun gündüzünün, güney yarım kürede ise yılın en uzun gecesinin yaşandığı ‘gün dönümü’ bu ayda gerçekleşir.

21 Haziran’da, güneş ışınları Yengeç Dönencesi’ne dik açıyla düşer. Bu tarihte kuzey yarım kürede en uzun gündüz yaşanır ve bundan sonra günler kısalmaya başlar. Güney yarım kürede ise en kısa gündüz yaşanır ve bundan sonra günler uzamaya başlar. Başka bir deyişle, kuzey yarım kürede yaz başlarken güney yarım kürede kış başlar.

İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu, haziran ayında yapılacak zirai işlerin listelendiği ‘Haziran Ayı Tarım Takvimi’ne buradan ulaşabilirsiniz.

HAZİRAN AYINDA YETİŞEN SEBZELER

Bakla, Barbunya, Bezelye, Börülce, Çarliston Biber, Dolmalık Biber, Domates, Enginar, Ispanak, Kabak, Kuşkonmaz, Patlıcan, Rezene, Salatalık, Semizotu, Taze Fasulye, Taze Patates, Taze Sarımsak, Taze Soğan

Ayrıca Biberiye, Dereotu, Fesleğen, Marul, Maydanoz, Nane, Tere gibi yeşillik ve taze otlar ile Asma Yaprağı (Üzüm Yaprağı)

HAZİRAN AYINDA YETİŞEN MEYVELER

Ahududu, Böğürtlen, Çilek, Dut, Erik (Yeşil, Kırmızı, Mürdüm), Kayısı, Kiraz, Şeftali, Yeni Dünya (Malta Eriği), Vişne

HAZİRAN AYINDA AVLANAN BALIKLAR (AV YASAĞI SEZONU)

Devam eden av yasakları nedeniyle balık tezgahlarında bulunabilecek çeşit sınırlıdır. Bu dönem Akdeniz balıkları ile kültür balıkları ve ithal balıklar ön plandadır.

Akya, Barbunya, Grida, Kaya Balığı, Levrek, Mercan, Mersin, Orfoz, Orkinos, Sardalya ile kültür balığı olarak üretilen Çipura ve Levrek. Ayrıca ithal Somon.

Bİ’ NOT

Yaz mevsiminin gelmesiyle tezgahlardaki sebze ve meyve çeşitleri artar. Bol bol tüketeceğimiz sebze ve meyveler ile hem hafif beslenmek hem de bağışıklık sistemimizi desteklemek mümkün olur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir